Kapadokya, muhteşemliğini doğanın cömertliğine olduğu kadar insanın yaratıcılığına da borçlu. Toprak Ana’nın esirgemeden serpiştirdiği güzelliklere insan da dokunuyor ve Kapadokya, yüzyıllarca koruyabildiği sanat eserleri ile donanıyor. Onlarca uygarlığın gelip geçtiği bu topraklar, 8600 yıl öncesinden kalma duvar resmi dahi barındırıyor. İnsanoğlunun, edindiği tecrübeleri bir sonraki kuşaklara aktarma çabası, Hristiyan dünyasının din anlayışı ile birleştiğinde, Kapadokya’nın kaya duvarları renkleniyor. Zamanın acımasızlığına, doğanın zorlu şartlarına, vandalizme ve Hristiyanlık karşıtlarına rağmen; rengini ve dilini korumuş yüzlerce hikâye, Kapadokya kiliselerinde, yüzyıllara meydan okumaktadır.
Hayatın tüm olumsuzluklarına direnen, Kapadokya’nın inatçı kiliseleri, İncillerde geçen önemli olayların yanı sıra Tevrat’tan alınmış sahnelerle de bezenmiştir. İkona denilen bu eserler Kapadokya kiliselerinde fresk tekniği ile resmedilmiştir. Kimi kiliselerde, aşı boyası ile doğrudan kaya üzerine uygulanmış resimler de bulunur.
Gerçek fresk ve kuru fresk
Nasıl bir malzemenin üzerine ya da nasıl bir tarzla yapıldığının önemi olmaksızın, dinsel betimlemeler barındıran, kutsal olanı anlatan insan biçimli her türlü resim ikonadır. İster bir tahtaya, ister bir duvara ve hatta bir bez parçasına dahi yapılabilir. Birer ikona olan freskler iki farklı tarzda uygulanmaktadır.
Gerçek fresk de denilen normal fresk tarzında; resim, henüz kurumamış olan duvar sıvası üzerine, toprak boyalarla yapılır. Duvara ilkin kaba sıva sürülür ve kuruması için beklenir. Ardından sırf kum ve kireçten oluşan ince sıva sürülür ve sıva yaş haldeyken üzerine resim yapılır. Sıvanın kireci tümüyle sönmediğinden sıva kurumadan vurulan boya, sıvadaki kireci söndürmeyi sürdürür ve sıvanın yüzeyinde toplanan kireç; renkli, ince bir film tabakası oluşturur. Rengin, tazeliğini yüzyıllarca korumasını sağlayan işte bu filmdir ve sıva boyayı emdiğinden, fresk kazınsa bile renkler kalır. Kuru fresk tekniğinde ise; suyla çözelti halindeki bir boya kuru sıva üzerine sürülerek resmedilir. Normal freske göre daha az ömürlü olduğunu belirtmeye sanırım gerek yok.
İsa, Âdem’i kurtarmaya geliyor
Kapadokya bölgesinde bulunan Çatalhöyük’te, 8600 yıl öncesini işaret eden, Hasan Dağı’nı lav püskürtür halde betimlenmiş bir duvar resmi bulunmuştur. Nitekim tarih öncesi çağlardan kalma mağara resimleri ile karşımıza çıkan fresk tekniği, çeşitli uygarlıklar tarafından binyıllarca kullanılmış ancak en kıymet gördüğü dönem Rönesans dönemi olmuş. Aziz, azize ve melek tasvirlerinin, Tevrat ve İncillerde konusu geçen sahnelerin yer aldığı freskler çoğunlukla İsa’nın yaşamından kesitler sunar. Dini yapıların duvarlarında sergilenen olaylar genellikle zamansal bir düzen içerisindedir. Kutsal sayılan şahsiyetlerin ve meleklerin başı bir hale ile çevrilidir, İsa’nın başını çevreleyen halede ise çoğunlukla, ayrıca bir haç bulunur.
Hristiyanlık inancının temelinde tek olan Tanrı; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh olmak üzere üç ayrı şekilde belirmiştir ancak bu üçlü aslında aynı özdendir. Baba; yaratandır, kendi imgesi olan Oğul’u yaratmıştır. Oğul; varlığını babadan alır. Kutsal Ruh ise; Baba’dan Oğul’a geçen ve yeniden kaynağına dönen sevgi akımıdır. İlk yaratılan insan olan Âdem suç işlemiş ve cennetten kovulmuş, ondan gelecek tüm soy ile birlikte yeryüzüne sürgün edilmiştir. Hristiyanlığa göre; Tanrı, Âdem soyunun kurtuluşunu ister ve Mesih İsa imgesinde bedenleşerek Kutsal Ruh aracılığıyla Oğul’u yeryüzüne gönderir. Bu, İsa’nın yeryüzüne ilk inişidir. Yeryüzünde çeşitli mucizelerle, tevazu ve bilgeliğiyle kendini gösteren İsa ölümünün üçüncü günü dirilerek Tanrı katına çıkar. Bir gün, yaşayanları ve ölüleri yargılamak için, dünyaya ikinci kez inecektir.
Mucizelerine ve yaşadığı olaylara tanık olan, 12 havari olarak da bilinen öğrencilerinden dördü, ölümünden sonra bu olayları kaleme alır. Böylece, farklılıklar gösteren dört İncil meydana gelmiş olur. Havariler, bu İncilleri ve İsa’nın öğretisini yaymakla görevlendirilmişlerdir ve birçok din adamı bu görevi günümüze kadar sürdürür. Bu günkü Türkiye sınırları içinde kalan çoğu bölge, bir zamanlar, bu görev çerçevesinde önemli rol oynamıştır. Bu çerçeve içerisindeki önem bakımından, Kapadokya da kendini ilk sıralarda göstermektedir.
Dördüncü yüzyılın üç babası
Henüz ilk yüzyılda, Hristiyanlığı yaymak amacıyla seyahatler eden din görevlisi Aziz Paulus’un, Kapadokya bölgesine geldiği, bölgedeki ilk Hristiyan topluluklarının oluşmasını sağladığı düşünülmektedir. İkinci yüzyılda, bölgede hatırı sayılır sayıda Hristiyan topluluğu oluşmuştu. Dördüncü yüzyılın Hristiyan Kapadokyası ise “Kapadokyalı Babalar” olarak bilinen; Büyük Basileios, Nazianzoslu Gregorios ve Nyssalı Gregorios adındaki üç büyük din adamının etkisindeydi. Kapadokyalı Babalar, dağınık keşiş topluluklarını manastır kuralları altında topladılar, Baba ve Oğul’un aynı özde olmadığını savunan Arianizm ile mücadele ettiler. Kapadokya’nın kültürü açısından Hristiyanlık, Hristiyanlık dünyası açısından ise Kapadokya, Hristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemlerden beri büyük önem taşıdı. Hristiyanlığın resmi din olarak kabullenilmeye başlandığı dönemlerden 13. yüzyıla kadar, vadi ve peribacalarının içine, kaya oyma kiliseler yapıldı ve kimisi duvarlarındaki renkleri bu güne kadar büyük bir inatla korudu.
Karanlık Kilise
Kapadokya’nın belki de en inatçı kilisesi olan Karanlık Kilise, adından da anlaşılacağı üzere güneş ışığına pek maruz kalmayıp, aydınlatma penceresinin küçüklüğü sayesinde günlerini karanlık içinde geçirmiş. 11. yüzyıl sonuna tarihlenen bu kilise; Kapalı Yunan haçı planlı, merkezi kubbeli ve üç apsislidir. Karanlık olmasının da etkisiyle fresklerindeki renkler bin yıldır canlılığını korumuştur.
Duvarlarını İncil sahnelerinin yanı sıra Tevrat’ta yer alan; İbrahim Peygamber’in misafirperverliği ve Üç Yahudi gencin yakılması konuları işgal eder. İncil konularından; İsa’nın doğacağının Meryem’e müjdelenmesinden İsa’nın göğe yükselmesi sahnesine kadar çeşitli konular işlenmiştir.
Yahudilerin kralı doğuyor
Mesih İsa’nın yeryüzüne ineceği, ilkin Cebrail tarafından, annesi Meryem’e müjdelenir. Yusuf ve Meryem nişanlıdır ve Meryem gebe kalır. Yusuf anlam veremediği bu gebelik neticesinde Meryem’den ayrılma planları yaparken rüyasında bir melek görür. Melek Yusuf’a; Meryem’in Kutsal Ruh sayesinde gebe kaldığını, doğacak çocuğun adının İsa olacağını ve bu çocuğun halkını günahlardan kurtaracağını duyurur. Beytüllahim yolunda, Meryem’in doğum zamanı gelir ve bir yemlikte doğum yapar. Yusuf, doğan çocuğun adına İsa der ve Hristiyan dünyasının serüveni böylece başlamış olur. Yusuf, Meryem ve Çocuk İsa’dan oluşan Kutsal Aile, ahırı simgeleyen bir alanda olmak üzere, İsa’nın doğumu sahnelerinde karşımıza çıkar. Göreme Karanlık Kilise’de bir döşekte oturan Meryem ortada bulunur ve sağ elini bebek İsa’ya uzatmış haldedir. Meryem’in sağında yaşlı bir adam olarak betimlenen Yusuf, düşünür vaziyette oturmaktadır.
İsa tüm Yahudilerin kralı olarak doğacaktır. Kralın doğum müjdesini, yıldızlar aracılığıyla gören üç müneccim, onu görmeye ve ona tapınmaya gelir. Karanlık Kilise duvarlarında gördüğümüz bu sahne Kralların tapınması, Kâhin kralların secdesi gibi isimlerle de anılır.
İsa’nın mucizesi
Vaftizci Yahya’nın, Şeria Irmağı’nda İsa’yı vaftiz edişi sahnesi; İsa’nın, sevdiği bir arkadaşı olan Lazarus’u, ölümünün dördüncü gününde diriltişi sahnesi; İsa’nın Musa ve İlyas Peygamber ile konuştuğu ve bu sırada görünümünün başkalaşıp, giysilerinin göz kamaştırdığı, Başkalaşım sahnesi de bu duvarları süslemektedir. İsa’nın mucizelerinden olan Lazarus’un dirilişinde; İsa sağ elini Lazarus’a uzatmış, mezarda dik şekilde, kefen sargıları içinde duran Lazarus ve İsa’nın ayaklarına eğilmiş Lazarus’un kız kardeşleri görülmektedir. İsa’nın arkasındaki ise öğrencisi Thomas’tır.
Bunlar dışında; Kudüs’e giriş, İsa’nın ihanete uğrayacağını havarilerine bildirdiği Son akşam yemeği sahnesi, havarilerinden biri olan Yahuda İskariot’un, İsa’nın düşmanlarına, İsa’yı yakalattığı Yahuda’nın ihaneti sahnesi de bulunur. Son akşam yemeği sahnesinde, çoğu ikonalarda masanın ortasında bulunan İsa, Karanlık Kilise betimlemesinde masanın başında oturmaktadır. İsa’ya ihanet edecek havarinin eli onunla birlikte sofradadır.
Bu ihanet neticesinde yakalanan İsa çarmıha gerilmiştir. Göreme Karanlık Kilise’de, çarmıha geriliş betimlemesinin ortasında, çarmıhtaki İsa; İsa’nın sağında, en yakınındaki annesi olmak üzere üç Meryem; İsa’nın solunda havarilerinden Yahya vardır. Sağ böğrü, bir askerin mızrak saplaması ile yaralanmış haldedir. Diğer iki asker ise sirkeye batırılmış sünger ile İsa’nın susuzluğunu gidermeye çalışırlar.
İsa Âdem’i diriltiyor
Ölümünün üçüncü günü dirilen İsa’nın, mezarı başına gelen ve burayı boş olarak bulan kadınları (Diğer iki Meryem olan Mecdelli Meryem ve Klopas’ın karısı Meryem) betimleyen; Kadınlar boş mezar başında sahnesi ve İsa’nın cehenneme yani Hades’e iniş sahnesi de vardır. Karanlık Kilise’nin Hades’e iniş tasvirinde, İsa sağ eli ile Âdem’i mezarından çıkartarak diriltmektedir. Ayaklarının altında ezdiği şeytan ve kırılmış iki parça halindeki cehennemin kapısı da sahnede görülmektedir.
Bunlar dışında; Havarilerin takdisi ve görevlendirilmesi, İsa’nın göğe çıkışı ve Deesis sahneleri Karanlık Kilise duvarlarında yer alır. Deesis sahnesinde; İsa sağında Meryem, solunda Vaftizci Yahya ile tasvir edilir. Meryem ve Vaftizci Yahya, günahkârların bağışlanması için Tanrı’ya dua ederler. Tevrat ve İncil sahnelerinin dışında aziz tasvirleri de Karanlık Kilise duvarlarında betimlenmiştir.
Elmalı Kilise
Kapalı Yunan haçı planlı Elmalı Kilise üç apsislidir ve merkezi kubbesinin yanı sıra dokuz küçük kubbesi vardır. Duvarlarını süsleyen freskler 11. ve 12. yüzyıllarda yapılmıştır. Günümüze ulaşamamış olan, esas girişinin önündeki elma bahçesinden ötürü bu isimle anılır.
Duvar sahnelerinde; Karanlık Kilise’de olduğu gibi, Tevrat konularından İbrahim Peygamber’in misafirperverliği ve Üç Yahudi gencin yakılması konuları işlenmiştir.
İncil konularından; İsa’nın doğumu, Üç müneccimin tapınması, Yahya’nın İsa’yı vaftiz edişi, Lazarus’un diriltilmesi, Başkalaşım sahneleri bulunur. İsa, Şeria Nehri’ne gelerek Yahya tarafından vaftiz edilmek ister ancak Yahya, asıl İsa’nın kendisini vaftiz etmesi gerektiğini söyler. İsa, Tanrı’nın buyruğunun bu yönde olduğunu bildirir ve Yahya tarafından vaftiz edildiğinde Tanrı’nın Ruhu ak bir güvercin suretinde kendisinin üzerine iner. Elmalı Kilise’de bulunan bu betimlemede şematik bir şekilde gösterilmiş nehir içinde İsa, elini İsa’nın başına koymuş olan Yahya ve İsa’nın giysilerini tutan iki melek görülmektedir.
Kudüs’e giriş; Son akşam yemeği; Yahuda’nın ihaneti; İsa’yı çarmıha germeğe götürürlerken gördüğümüz, İsa Golgota yolunda sahnesi; İsa’nın çarmıha gerilişi; İsa’nın gömülmesi; İsa’nın cehenneme inişi; Kadınlar boş mezar başında ve İsa’nın göğe yükselmesi sahnelerinin yanı sıra aziz tasvirleri de bulunur. Sahne anlatımları, Karanlık Kilise ile benzerlik gösterir.
Çarıklı Kilise
Karanlık Kilise ve Elmalı Kilise’de olduğu gibi Çarıklı Kilise de kapalı Yunan haçı planlıdır. Nitekim bu üç kilise, mimari özellikleri ve duvar sahneleri bakımından büyük benzerlikler gösterir. En düzgün oyulmuş olanı Elmalı Kilise olmakla beraber en güzel resim örnekleri Karanlık Kilise’de görülür. Üçünde de yer alan sahneler çevrimsel bir öykü barındırmaz. 11. yüzyıl sonlarına tarihlenen Çarıklı Kilise’nin, İsa’nın göğe yükselişi sahnesinin altında yer alan, çarık izine benzeyen ayak izi sebebi ile bu isimle anıldığı sanılmaktadır. Resimlerdeki karakterler, diğer kiliselerdeki betimlemelere göre daha irice ve uzunlamasınadır.
Diğer iki kilisede de olduğu gibi, merkezi kubbede, Pantokrator İsa görülmektedir. Bu; İsa’nın sol elinde kutsal kitap tutarken sağ eliyle takdis işareti yaptığı, sıkça kullanılan bir tasvirdir. Çarıklı Kilise’de bu tasviri Mikail, Misrail, Rafael ve Cebrail çevreler. Aziz tasvirleri, Meryem ve çocuk İsa, Konstantin ve Helena tasvirlerinin yanı sıra Lazarus’un diriltilmesi, Deesis, İsa’nın doğumu, Üç müneccim kralın tapınması, Yahya’nın İsa’yı vaftiz edişi, Başkalaşım, Kudüs’e giriş, İsa’nın göğe yükselmesi, Yahuda’nın ihaneti, İsa’nın çarmıha gerilişi sahneleri bulunmaktadır.
Tokalı Kilise
Kapadokya’nın şu ana dek ortaya çıkmış en büyük kaya kilisesi olan Tokalı Kilise; Eski Kilise, Yeni Kilise, Aşağı Kilise ve yanda bulunan şapel olmak üzere dört ana bölümden oluşur. Tonoz kubbeli giriş ve yeraltına geçilen kısım kilisenin ilk yapıldığı döneme tarihlenir. Geri kalan bölümleri sonraki tarihlerde eklenmiştir. 10. yüzyılın başlarında resimlenmiş olan tonoz kubbeli Eski Kilise’de ve enlemesine dikdörtgen planlı Yeni Kilise’de müthiş bir detaycılıkla, çevrimli anlatım şeklinde oluşturulmuş sahneler bulunur. Çevrimli anlatım tekniği sayesinde, İncil olayları sırasıyla anlaşılmış olur. Eski Kilise resimlerinde kırmızı ve yeşilin, 10. yüzyıl sonları ve 11. yüzyıl başlarına tarihlenen Yeni Kilise resimlerinde ise çivit mavisinin ağır bastığını görmekteyiz. Tokalı Kilise, Kapadokya kiliseleri arasından, en yüksek nitelikli artistik eserlerle dolu olanıdır.
Yorgos Seferis “Kapadokya Kaya Kiliselerinde Üç Gün” adlı eserinde, Eski Kilise freskleri için; Hristiyanlığın tüm destanını yansıttığını, acemilikleri olan ama içten gelmenin ve doğallığın tüm tazeliğini duyuran bir “halk sanatı” olduğunu söyler. Seferis Yeni Kilise için izleniminin bütünüyle değiştiğini ifade ediyor. Sahne betimlemelerinin güzelliğini anlatırken, bu sahneleri yeniden gidip görme isteğini dile getiriyor. Doğu’dan ve Konstantinopolis’ten gelen iki akımın kesişmesini, canlıymışcasına duyumsuyor. Yazısının sonlarına doğru ise bu eserlerin bir gün zamana yenik düşeceği ile ilgili korkusundan bahsediyor.
Eski Tokalı Kilise’nin duvarlarını şu sahneler süsler. Meryem’e müjde, Meryem’in Elizabeth’i ziyareti, Su deneyi, Beytüllahim’e gidiş, İsa’nın doğumu, Üç müneccimin tapınması, Masum çocukların katliamı, Mısır’a kaçış, Zekeriya’nın öldürülmesi, Yahya ve Elizabeth’in ağaca saklanması, Cebrail’in Yahya’yı görevlendirmesi, Yahya’nın İsa’ya secdesi ve İsa’yı vaftiz edişi, Kana düğünü, Şarap mucizesi, Ekmek ve balık mucizesi, Petrus ve Andrea’nın görevlendirilmesi, Kör adam mucizesi, Lazarus’un diriltilmesi, Kudüs’e giriş, Son akşam yemeği, Yahuda’nın ihaneti, İsa Pilatus’un önünde, İsa Golgota yolunda, İsa çarmıhta, Çarmıhtan indiriliş, İsa’nın mezara götürülmesi, Kadınlar boş mezar başında, İsa’nın cehenneme inişi, İsa’nın göğe çıkışı.
Yeni Tokalı Kilise’de ise; Müjde, Ziyaret, Bakireliğin İspatı, Doğum, Üç müneccimin tapınması, Yusuf’un birinci rüyası, Beytüllahim’e yolculuk, Vaftizci Yahya’nın çağırılması, İsa’nın Yahya ile buluşması, Yahya’nın İsa’yı vaftiz edişi, İsa’nın mabede takdimi, Matta’nın görevlendirilmesi, Havarilerin görevlendirilmesi, Kana düğünü, Mısır’a kaçış, İsa’nın denenmesi, İsa mabette 12 yaşında, İsa’nın göğe yükselişi, Zengin adamın oğlunun iyileştirilmesi, Felçlinin iyileştirilmesi, Lazarus’un diriltilmesi, Kudüs’e giriş, Son akşam yemeği, Ayakların yıkanması, İsa çarmıhta, İsa’nın çarmıhtan indirilmesi, Kadınlar boş mezar başında, İsa’nın cehenneme inişi, İsa ve Samarralı kadın sahneleri yer alır. Sahneler dışında aziz tasvirleri de duvarları süsler.
Diğer kiliselere oranla Tokalı Kilise‘de daha yoğun görülen mucize sahneleri arasında, Kana düğünü, İsa’nın ilk mucizesi olması bakımından önemlidir. Bu mucizede; Kana kentindeki bir düğünde bulunan İsa, şarapların tükendiğini öğrenir. Boş küpleri su ile doldurmalarını söyler ve küpteki sular şaraba dönüşür.
Vaftizci Yahya İsa’nın hayatında önemli bir yere sahiptir. Yahya, insanları vaftiz ederken kendisinden daha güçlü birinin geleceğini söyleyerek İsa’nın gelişini müjdelerdi. Kurulan bir tuzak sonucu, dönemin yöneticisi Hirodes Antipa tarafından kellesi vurulmuştur. Vaftizci Yahya’nın ölüm haberini alan İsa, tek başına, ıssız bir tepeye çekilir. Bunu duyan kimi insanlar da İsa’nın peşinden gider ve burada hastalar İsa tarafından iyileştirilir. Halkın aç olduğunu gören İsa, beş ekmek ve iki balıktan başka, halka verecek yiyecekleri bulunmadığını öğrenince başını göğe kaldırarak ekmek ve balıkları takdis eder. Böylece herkese yetecek ve de artacak kadar ekmek ve balık olur.